Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Frank, Katia’yı unuttuğuna inanıyordu. 92. Caddede yaşadıkları, Katia’nın onu tam anlamıyla arkasında bıraktığını ve kendi yaşamına doğru güzel güzel kanat açtığını ayrımsamasını sağlamıştı. ama sonra, Lex’teki Katia’yı okumuş ve başka bir şey düşünemez olmuştu. sil baştan. onunla konuşmak için yanıp tutuşuyordu.
Sayfa 324Kitabı okudu
her kadın yalnızdı, bu onun doğuştan sahip olduğu bir hak, yükümlülüğüydü. eğer yalnızsa, insanlara ve anlaşılmaya aç demekti. çevresi aikesiyle sarılıysa, bir dakika bile yalnız kalamıyorsa, kendine aç demekti.
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
öte yandan, kendini meşgul etmeye, beynini yeni düşüncelerle ve deneyimlerle doldurmaya ne kadar çalışırsa çalışsın, Katia’nın hayaletinden kurtulamıyordu.
Sayfa 301Kitabı okudu
gerçekte gerçeklik diye bir şey yok, diye düşündü, yalnızca insanların uydurduğu bir şey bu. ve oldukça beceriksiz bir biçimde.
Sayfa 264Kitabı okudu
işin üzücü yanı, şu ana kadar yaşamını yaşamda değil de beyninde yaşıyor olmasıydı.
Sayfa 243Kitabı okudu
“bir kadını niteliklerinden nasıl ayırırsın? gerçeği düşten?”
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
küçük bir çocukken köpeğinin gözlerine baktığı zaman da aynı şeyleri duyumsardı: yoğun bir bağlılık, öte yandan onunla asla yeterince yakınlaşamayacağını bilmenin verdiği sızı; çünkü o bir çocuk, köpeğiyse bir köpekti.
Sayfa 233Kitabı okudu
katia bugün çok duru bir biçimde düşünebiliyordu beyni hızla işliyordu. bir kadınla tenis oynamayan bir erkek ne işe yarardı? bir kere olsun? o kadar dayanılmaz bir işkence miydi bu? iyi bir kadının yoldaşlığı yeterince eğlenceli,keyifli değil miydi? her şey bir yana, oyunu oyun yapan şey, çekiciliği değil miydi? bir kadınla bir erkeğin tenis oynaması, bir baştan çıkarma, sevimli bir çekişme, ben Tarzan sense Jane, türünden bir şeydi. oysa iki erkek tarafından oynandığında tenis giderek ormandaki ilkel bir muz yarışına dönüşüyordu; oyun bittiğinde önemli olan tek şey, “en büyük muzu kimin kaptığı” idi.
Sayfa 206Kitabı okudu
sonu gelmez yürüyüşlerin hiçbir hedefi, yolculukların sonunda onu bekleyen herhangi bir ödül yoktu. gerçekte peşinde olduğu şey, iç huzuruydu, ama onu herhangi bir yerde bulması olanaksızdı elbette.
Sayfa 203Kitabı okudu
katia bu ana bayılmıştı; keşke sonsuza kadar uzatabilsem, dedi.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
yaşamımla ilgili korkunç gerçeği sonunda görebildim. batıda asla mutlu olamayacağım. komünist piçler yüzünden S.S.C.B.’de mutsuz, S.S.C.B.’nin dışında mutsuz. ne büyük şok! hiç aklıma gelmezdi! batıdaki hayatın tadını çıkartamıyorum, çünkü her şeyi önce rus ruhuma tercüme ediyorum. bu duygu peşimi hiç bırakmıyor. burada her şeye baştan başlayabileceğimi, rahatlayacağımı, yepyeni duygulara kapılacağımı sanırdım, ama yanılmışım!
Sayfa 167Kitabı okudu
bir kadının bir erkeğe teslim olmak, benliğinden vazgeçmek, erkeğin varlığında erimek, o olmak isteğinin nedeni neydi? demek istediğim, diye düşündü, yaşamını acısıyla tatlısıyla, küçük ya da büyük dertleriyle, zevkleriyle sürdürüyorsun, sonra belli biriyle tanışıyorsun ve birdenbire onsuz yaşayamaz oluyorsun. oysa daha iki dakika önce pekala yuvarlanıp gidiyordun. evrendeki sıradan bir rastlantı mı bu? atomların çarpışması? hepimizde eksik olan o tuhaf parçanın adı ne? bizi, bir ilaç gibi yatıştıracak olan, ya da bize o kutsal yaşam suyunu aşılayacak olan kişiyi aramaya iten o tuhaf parça? o kişiyle birlikte olmak, onun içinde erimek, onun özsuyunu emmek isteğinin anlamı ne? ne kadar da açız! yolumuzu yitirmişiz, aranıp duruyoruz.
Sayfa 160Kitabı okudu
saplantı iki kişilik bir oyun değildi; yalnızca bir kişi içindi.
Sayfa 159Kitabı okudu
onu düşlemesinin nedeni, kendisini sevmediği için adamdan nefret etmesi miydi? onun kendisini dışladığını hissettiği için, asıl ben onu dışlayacağım, diyordu. böylece, onun kendisini istediğine, kendisininse bu arzuyu elinin tersiyle ittiğine inanır olmuştu. aşk insanlara bunu mu yaptırıyordu? ne korkunç! işler giderek daha da çirkinleşiyordu.
Sayfa 118Kitabı okudu
Oysa dinlemesini bilmek, kadın olmanın bir parçasıydı. Kocalar, sevgililer, erkek arkadaşlar ve çocuklar kadının bu özelliğini doyasıya sömürüyor, bundan güç alıyordu. Kate'e kalırsa, ev kadınlarının televizyondaki pembe dizilere böylesine bağımlı olmalarının nedeni, bunun da başkalarının sorunlarını dinlemenin bir başka biçimi olmasıydı.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.